Nedensiz
17 Nisan 2018
NEDENSİZ
Hayat bütün beklentilerin tam tersi, bu anda kalan ve değişimleri yaşayandır. Hayat bir çocuğun oyun bahçesidir. Hangi çocuk ‘bir gün benim de böyle güzel bir oyuncağım olsun’ diye oyunu erteler? O, yoklukta bile oyuncağını yaratır. Ağlayan gözlerini yaşlı bırakmaz; her zaman değiştirir. Senin için kibrit çöpü olan, onun için bir savaş uçağı haline gelir ve oyununa katıldığı yerden devam eder. Sen hiç oynamak için oyuncak bekleyen bir çocuk gördün mü?
Neden Hayatı Zorlaştırıyoruz?
Neden hayatı zorlaştırıyoruz? Evet, duyar gibiyim. “Hayatı ben zorlaştırmıyorum; hayat zor olduğu için sadece savaşıyorum” diyorsun. Gerçekten öyle mi? Şu an çalıştığın işini veya işsizliğini, arkadaşlarını ve aileni, hatta eşini, oturduğun evi; yani bu hayatı senin yerine başkaları mı kurdu? Sen de istemeyerek gelen ve zorunluluktan dolayı rolünü oynayan ucuz yevmiyeli bir oyuncu musun? Ne yapalım, şans ve kader bizi bu hale getirdi!
Neden Yaşıyoruz?
Neden yaşıyoruz? Karnımızı doyurmak, yatacak bir döşek bulmak ve üremek için mi?
Gerçekten bu dünyaya köle olmaya mı geldik? Korkularının, endişelerinin ve sıkıntılarının esiri olmak için mi? Neyin karşılığında bu hayatı (yani hayat denilirse) yaşamaya; daha doğrusu sürünmeye karar verdik? Yarın sabah her şeyi bırakmanı, terk etmeni söylemiyorum. İlla kendi işinin patronu ol, bir yerde çalışmak köleliktir de demiyorum. Ben, istemeyerek yapılan işin kölelik olduğunu söylüyorum. Sevginin ve aşkın olmadığı her yer, senin esaretindir.
Neden Seçim Yaşıyoruz?
Acaba biz neden seçim yapıyoruz? Seçimlerimizden mutlu olabiliyor muyuz? Birini sevdiğimizde; gerçekten sevdiğimizde başka alternatifler çıkarabilir miyiz? Eğer çıkarırsak bu sevgi olabilir mi?… Her daim zaman içerisinde pişman oluyoruz. Peki neden? Neden seçimler yaptığımızda zaman içerisinde başarısız ve mutsuz oluyoruz?
Neden seçim yapıyoruz? Çünkü bu kararı almaya hazır değiliz. Neden hazır değiliz? Tecrübesizlik, güven eksikliği vs. onlarca neden bulabiliriz. Yani bir ve bütün olmadığımız zaman bölünmüşlüğümüz kadar; içimizdeki bölünmüşlüğümüz kadar alternatif yaratıyoruz. Bu durumda neden bölünmüşlük olduğu daha doğru bir soru olacak. Bu sorularımızın altında hep düşünceler var. Düşüncelerin zamanla birleşmesi de korkuyu oluşturuyor. Korkunun oluşumu bütünlüğümüzü bozuyor ve biz karar alamaz bir hale geliyoruz. O zaman korku, endişe ve negatif duygular içerisinde alternatifler üretiyoruz. Takip edebiliyor musunuz? Alternatiflerin geldiği yer korkularımız. Ben size korkusuz olun demiyorum, hangi halde olduğunuzu görün ve izleyin, bu haliniz karar almaya uygun değil diyorum. Çünkü bu haliniz alternatifler oluşturmuş.
Sinan Ergin tarafından yazılmıştır.