Live Alive Ing
Uzayda boşluk olmazsa dünya dönemez. Eğer insanoğlu da kendi içsel dünyasında, boşluk yaratmazsa ve ya yaratmış olduğu boşluğu koruyamazsa enerjisi yavaş yavaş yok olur. Eğer boşluğunuzu düşüncelerle ve olaylarla doldurursanız enerjiniz yok olur ve enerji yok olursa hiç bir şeyi var edemezsiniz. Başarınızın tek kaynağı enerjinizdir.
Fakat olan şu: Başta düşüncelerimiz olmak üzere, korkularımız, kaygılarımız o boşluğu doldurmaya başlıyor. “Ne olacak? Nasıl olacak? O neydi ? Bu neydi? Onu bana neden yaptı….” Sonra dış dünya yani harici hayattaki olaylarla, yaşadığımız bir sürü sorunlarla, sıkıntılarla, dertlerle ve tasalarla doluyoruz, boşluk kalmıyor. Boşluk kalmayınca ne oluyor? Siz yavaş yavaş yok oluyorsunuz. Fakat orayı dolduran maddelerde, düşüncelerde sizin enerjinizle var oluyorlar, artık enerji gelmeyince de var ettikleriniz yok olmaya başlıyor. Bütün zincir yok oluyor…
Sizin en büyük sorumluluğunuz o enerjiyi koruyabilmektir. Ancak o enerji sabit değildir, değişkenlikler içerir. Sizin oluş durumunuza göre o enerji alanlar yaratır. Boşluk içerisinde alanlar oluşur. O alan sıkıştırılmış boşluk demektir. Sıkışınca moleküller maddeyi oluşturur. Siz o maddesiniz. Kendim diye tanımladığınız, aynaya baktığınızda gördüğünüz; sizin oluşturduğunuz bir şey, aslında siz bir boşluksunuz. O boşluk, alana, alan da siz olan maddeye dönüşüyor. Fakat madde olduğunuz için o kadar gerçeksiniz ki, elle tutup, koklayabiliyor, hissedebiliyorsunuz, algılayabiliyorsunuz. Beyin bunu daha gerçek zannediyor ve kendisinin nereden oluştuğunu unutmuş vaziyette. Bu sefer kendine tapmaya başlıyorsun. Çünkü sen olan madde senin için çok önemli bir şey, o olmazsa yaşayamazsın. Ve sen boşluğu bırakıyorsun, unutuyorsun tamamıyla… Fakat sana enerjiyi veren o boşluktu… Ana gerçekten kopuyorsun. Ama dikkat bu enerji kişisel gelişim enerjilerinden değil. Kişisel gelişimin ötesindeki bir şey. Kavram gereği kendini imgelendiriyor ve sıfatlandırıyorsun. Başarılı, kendi ayaklarının üzerinde duran biriyim, bin kişiyi yöneten bir müdürüm, anneyim, babayım diyorsun. Ve kendin taptığın, olmazsa olmaz bir varlık haline geliyor. Ve asli yerden, yani sana enerji veren ana kaynaktan kopmaya başlıyorsun. Ruhun bedenden koptuğunu düşün…Beden bir süre daha devam edebilir, sen onun yaşadığını zannedebilirsin. Örneğin ben buradaki ışıkları kapatırsam bir kaç salise sonra sönüyor, aynı bunun gibi insan bedeni de yavaş yavaş sönüyor ve yok oluyor. Aslında ölmüş vaziyette de gerisi sadece tabuta girene kadar geçen zaman. Bu sebeple “Live alive” senin ana gerçeğe dönmeni sağlayan ve hiç bir zaman boşluğu doldurmaman gerekli olduğunu anlatan önemli bir sistem ve teknik. Çünkü sen boşluk olduğunu ve her şeyin bu boşluktan geldiğini fark edersen, o boşluk senin olmazsa olmaz ana sorumluluğunun haline gelecek. Ana sorumluluğun boşluğu korumak. Önce bu boşluğu algılaman lazım çünkü sende farklı farlı oluşumlar yaratıyor. Eğer şu anda çok yüksek bir enerjiye sahipsen, o boşluk farklı bir alan yaratıp, farklı bir madde yaratıyor. Ve ya şu anda çok öfkeliysen farklı bir alan yaratıp, farklı bir şey yaratıyor. Senin bir sorumluluğun daha var. O boşluğun/alanın o anki durumunu anlayıp, ne yaratabileceğinin farkına varabilmek… Biz buna bilinç diyoruz. Oluşturmadan önce ne oluşturduğunun farkına varabilme kabiliyetidir bilinç. Eğer bunu fark edemezsen dünya kocaman, sen küçücük kalırsın ve olaylar seni yönetmeye başlar, sen olayları değil.
İnsanoğlu sorumsuz olduğu için eylemleri de sorumsuzdur. Bir ormanda yaşadığını düşün, bir gün aslan saldıracak, bir gün yılan sokacak, yiyecek bulacağım-yiyecek bulamayacağım…devamlı bir kargaşa, bir kaotik yapı. İşte insanoğlu böyle yaşamaya çalışıyor ve orada var olmaya çalışıyor. İnsanoğlu ne oluşturduğunu unutmuş, içeride oyuncu olmuş, geziniyor bilinçsizce…
Eğer hatırlarsa senarist olduğunu, kameraman olduğunu, yapımcı ve sunucu olduğunu… Bütün ormanın sahibi olduğunu anlayacak.Bütün dünyanın kendisinin oluşturduğu bir keşif dünyası olduğunu fark edecek.
Ben farklı bir enerjideysem, bu enerji maddeye dönüyor ve ben o enerjiyi maddesel boyutta keşfediyorum, test ediyorum. Bir şeyi fark etmelisin ki boşluk-alan ve madde üçlemesi senin ana döngün aslında…Alan da sensin, madde de sensin, boşluk ta sensin. Ama boşluk alanı yaratıyor, alan maddeyi yaratıyor. Madde boşluğu yaratmıyor, madde alanı yaratmıyor. Madde sonuç. Fakat insanoğlu madde üzerine yoğunlaşmış vaziyette. Maddeye daha çok sahip olmalıyım, maddeyi değiştirmeliyim, maddeyi öyle yapmalıyım, maddeyi böyle yapmalıyım. Asli temele dönmüyor. Temel kaybolduğu için bir “projection” içerisinde; bir hayal dünyasında yaşamaya çalışıyor.
Madde nedir?
Madde ben, madde bu kitap, beş duyu ile algılamış olduğumuz, sahip olduğumuz her şey. Maddenin seni var ettiğini zannediyorsun. Eğer böyle yaşıyorsan büyük bir yanılgı içerisindesin. Çünkü maddenin, oluşması için sana yani; enerji veren sensin boşluğa ihtiyacı var. o maddeye enerji veren olmadığın sürece maddenin var olması mümkün değil. Maddenin var olabilmesi için senin o maddeye enerji vermen gerekir. Bu çok çalışmak ve ya çaba göstermek demek değildir. İnsanoğlu çalışmayı karıştırır. Çok çalışırsa sahip olacağını düşünür. İnsan sadece ve sadece olursa sahip olabilir. Sahip olursa olamaz. Sahip olarak olabileceğine inanıyorsan; çok paran olursa, zengin olursan,süper bir hayat yaşayacağını düşünüyorsun. Tam tersi sen olmuşsan onlar olur. Tam zıddıdır aslında…
Bu yüzden “live alive” canlı yaşam çalışması bu oluşumun farkındalığını arttırmak üzerine yapılan bir çalışmadır. İnsanlar önce problemleri yaratırlar, ancak kendi yarattıkları dünyalarının farkında değildirler. Çünkü, beş duyu ile algılayınca hakikati yitirir. Ve her daim çözüm arar. Olması gereken olmadan önce çözmek, çabalamadan kazanmaktır.
Bir kere düşün; düşüncelerle, olaylarla, dış dünya ile aranda bir boşluk bıraksaydın, enerji kaybı olur muydu? Bir kere düşün! düşüncen ve olaylarla aranda boşluk bıraksaydın, beynin gerçeklik algısı değişecekti ve bütünsel bakabilecektin. Kendini aynada görmek istiyorsan ayna ile aranda bir boşluk olmalı. Unutma ki bu boşluk oluşmadığında beyin yaşadığını gerçek sanarak bedenini de harekete geçirmek için kimyasal salgılarını yaymaya başlayacak. Bu durumda bilinç yok olacak, mantık yok olacak yani sen yok olacaksın… Kimyasal salgın seni yönetmeye başlayacak. Bunun sonucu keşkeler ve ya pişmanlıklar… İşte “live alive” canlı yaşam çalışması bunların oluşmasını ortadan kaldıran önemli bir uygulamadır. Bu yedi adımlı çalışma beyinde yararlı bir alışkanlık haline getirildiğinde yeni dünyanızın kapıları açılmış olacaktır.
LIVE ALIVE 7 ADIM
1.BOŞLUK- EMPTINESS
2.GÖZLEM – OBVERVATION
3.ANLAMAK – UNDERSTAND
4.ANLAMI GÖRMEK – INNER EYE
5.CANLI BOŞLUK – ALIVE EMPTINESS
6.OLUŞTURMAK – CREATION
7.EYLEM- BE IN ACTION